Bir
İşçi Dayanışma Hareketi(WSM)
Durum Değerlendirmesi
PERSPEKTİFLERİMİZ
Güncelleme: Aralık 98
Çeviren: Liberter
http://www.liberter.cjb.net
1.1 İşçi
Dayanışma Hareketi, 1984’den bu yana varolan görece genç bir örgütlenmedir.
Başka metinlerde belirtildiği üzere, ne izini takip ettiğimiz yerel bir
anarşist gelenek ne de emekçi sınıf içerisinde sahiplenebildiğimiz bir
tabanımız yok.
1.2 Bu
durum bizi yıldırmamalıdır. Bütün örgütlenmeler, ilkeleri ne olursa olsun, bir
yerlerde başlar. Anarşistler, zaman zaman bir çok
ülkede geniş emekçi sınıfları etkilemek konusundaki sorunlarla boğuşmak
durumunda kaldıkları zor durumlar yaşamışlardır. Bu hiç de kolay değil ancak
yapabiliriz.
1.3 Her
şeyden öte kendimizin ve politikalarımızın uygulamada ne oldukları hakkında
emin olmamız gerekir. Aynen yapılandırmak istediğimiz örgütlülüğe giderken bir
sonraki adımda ve rolümüz konusunda zihinlerimizde netlik olması gerektiği
gibi.
1.4 Her
hangi bir örneğin kestirmesini almaya çalışmıyor olmamız önemlidir. Eğer
bolluğunu yaşadığımız bir şey varsa o da zamandır. Başka türlü düşünmek
kendimizi kandırmaktır. Şimdi hatalar yapma ve onlardan dersler çıkarma
zamanıdır ancak pratik içine boğulmadan küçük kazanımlar elde etmek için de
zamanımız yok değil.
1.5 Geniş
bir tabana sahip olmayan bir örgütlülük olmadığımızı kabul etmemiz gerekiyor.
Bu aşamada bir avuç olduğumuz gerçeği ile yüzleşmemiz gerekiyor. İkinci olarak,
geleneğimizin İrlanda’da tarihsel bir var oluşu olmadığını kabul etmemiz ve
dolayısıyla kendimizden başka bel bağlayacak bir kimsenin olmadığını görmemiz
gerekir. Üçüncü olarak, ve belki de en önemlisi günümüzde kurduğumuz şeyin
kurulmasının ne kadar zor olduğunu biliyoruz. Politikalarımızda net olduğumuz
ve onları daha ileriye taşımak için emek sarf ettiğimiz halde bir süreliğine
ortalama başarıların dahi seyrek ve zor olacaktır.
1.6 Eğer
buradan bir sonuca varmak gerekirse, önümüzdeki birkaç yıl içerisinde başarılı
olduğumuz noktaları gördükçe ufak beklentilere (bazılarının gerçekçi
olmamalarına rağmen) sahip olmamız gerekmektedir. Yolumuza çıkan toplumsal
vakalar çerçevesinde iç eğitimimizi ve tartışmalarımızı anarşizmimizi temel alarak yoğunlaştırmalıyız. Propaganda
araçlarımızı broşürler ile ve kapsamlı metinlerine içererek sınıf
dayanışmasının devir daimini ve sıklığını artırarak güçlendirmeliyiz. Anarşist
fikirlerimizin güçlü vurgusunun yanı sıra İşçi Dayanışma Hareketi (WSM)
üyelerinin günlük politik çalışmalara (sendikal çalışma, “devrimci sol” için
cephe oluşturmaktan ibaret olmayan kampanyalar ve yayınlar) katılımlarını
sağlamalıyız. Öz-aktivitemizi üretebildiğimiz ve insanların kendileri
tarafından ufak başarılar (bizi fikirlerimize ilgi duyan yeni insanlara
ulaştıran yayınlar gibi) elde edilen alanlar öncelik taşımalıdır.
1.7 Anarşist
fikirler, tüm dünyada mücadele veren emekçi sınıfların gelenekleri
doğrultusunda mücadele vermek anlamında görkemli bir tarihe sahiptir. Rusya’da,
Çin’de, Güney Amerika’da, Meksika’da, Kuzey Amerika’da ve elbette İspanya’da
etkileri büyüktür.
1.8 Ancak
tarih, bize emekçi sınıf içinde anarşizmin büyük etkilerini gösterirken, aynı
zamanda her yerde düşüşünü ve marjinalleşmesini de göstermiştir. Bu neden oldu?
1.9 Devrimci
fikirlerin geri çekilişini ve popülerliğini yitirişini görmek önemlidir,
bizimkiler gibi devrimci fikirler kaderlerini ait bulunduğumuz sınıfa bağlamıştır.
Emekçi sınıf, görece kısa bir tarihsel periyottan bu yana sınıf olarak var
olmuştur. Bu zaman boyunca ileri çıkışlar ve geri düşüşler yaşadı.. Bu
değişiklikler bazen yavaş yavaş bazen de devrimler ve
karşı devrimlerin yaşandığı birkaç yıla sığacak kadar yoğun olmuştur. Dünya
çapında bir değişiklik (söz gelişi 1917 den 1922’ye) için koşulların
olgunlaştığı zamanlar gelmiş ancak eğer kaybedildilerse uzun ve derin bir
gericilik dönemi (1920’ler ve 30’larda olduğu gibi) yaşanmıştır. İkinci dünya
savaşı’ndan sonra kapitalist ilişkilerin normale dönüşü kaçılmaz olarak emekçi
sınıfı tekrar ileri bir konuma getirmiştir. Emekçilerin doğrudan deneyimi ve
düşünsel uyumsuzlukları onları gereksiz yenilgiler anlamına gelen reformizm ve
sosyal demokratik ya da stalinist saldırılar ile karşı karşıya bıraktı. Dünya
sahnesinde Rus “sosyalizm”i mitinin var olmasında önemli rol oynayan Doğu
Avrupa Stalinist rejimlerini dağıtan büyük seferberliklerinin var olmasını
sağlayan önemli değişiklikler oldu. Yakın zamanda, Dünya çapında neo-liberal
politikalara karşı yeni mücadelelerin yükselişini gördük. Bu mücadelelerde
şekillenen güçler, son yıllardaki durumlara göre devrimci anarşist fikirlere
daha açıklar.
1.10
Eğer bir gerekçe sayılabilirse, anarşizm’in popülerliği
geri çekilişinden ve emekçi sınıf arasında marjinalleşmesinden ve 1960’lardan
bu yana dünya çapında fikirlerin
yenilenen ilgi alanlarından ve
aciliyetlerinden kaynaklanmıştır. Şu ana kadar hiçbir geleneğin var
olmadığı yerlerde anarşist gruplar ortaya çıkmıştır. Örgütler yenilenmiştir.
Büyüyen anarşist “hareket”, son derece önemlidir. Büyük problemler olduğu halde
en önemli açı tanışıklık yeni aciliyeti oluşturan metotdur.
1.11
İşçi Dayanışma Hareketi (WSM), bu yeni büyüyen
anarşizmin bir parçasıdır. Dünyanın bir çok yerindeki anarşist örgütler gibi,
kitlesel değiliz ve emekçi sınıf içerisinde tabanımız yok. Ancak üstesinden
gelebilmek için koşullar uzun bir zamandan bu yana kısmen iyi durumda.
1.12
Geçmişin uygun bir değerlendirmesine – anarşist
tarihteki çıkışlar, inişler ve toplumsal değişim için geniş emekçi kitlelerin
özeylemleri, fikirlerin inişleri, çıkışları ve anarşist tarih arasındaki
bağlıyı anlayabilmemiz- sahip olmamız önemlidir. Eğer yaparsak anarşizm
günümüzdeki marjinalleşmesinin sebeplerini de anlayabiliriz. Aynı zamanda
günümüzdeki küçük sayımızdan daha da geri düşmemiz oluruz. Böylelikle kendimizi
olduğumuzdan büyük ya da yetenekli olduğumuzu düşünme tuzağına düşmemiz oluruz.
Bu tuzağa düşmek, gerçeğin –devrimci fikirler ve örgütün gelişiminin asıl
belirleyicileri olan toplumsal ve ekonomik koşulların daha da gelişmesinin
reddi- geçici bir hüsnükuruntusudur. İşçi Dayanışma Hareketi (WSM)’de bu gibi
eğilimlere yer yoktur. Bu sektçilik ve ilgisizliğin
formülüdür.
1.13
İşçi Dayanışma Hareketi (WSM) şekillenirken, yaşadığımız
dönemin “düşüş dönemi” olduğunu anladık. Bu durum kanıtlandı ve net olarak hala
durum böyle. Bu emekçiler –sınıf mücadelesinde aktivitesi düşük düzeyde olan-
arasında güvenin alt düzeylerde olduğu bir dönemdir. Mücadeleler patlak
verdiğinde doğası gereği genellikle savunmaya yönelik değildir. Bu anlamış
olmamız önemliydi. Eğer görmemiş olsa idik, kolaylıkla alternatifler ve imgesel
“yeni mücadele alanları” aramanın “cul de sac”ına
doğru gözden kaybolurduk. Bu daha sonrasında moral bozukluğuna dönüşebilirdi.
Cumhuriyetçi “sol sapma” –toplumsal politika ve karşı kültürel yaşam tarzcılık-
ların eriştiği nokta budur.
1.14
Stalinist rejimlerin yıkılmasının, emekçi sınıf
hareketindeki ciddi politik bir kuvvet olan Stalinizmin ölümü anlamına
geldiğini anlamak önemlidir. “reel sosyalizm” olarak adlandırılan 1989 öncesi Doğu Avrupa modeli bundan böyle
model olarak alınmayacaktır. Tüm Bolşevik/Leninist gelenekler onun çeşitli
türdeki savunucularının zihinleri soru işaretleri ile doludur. Çünkü Stalinizme
sosyalizmin bir formu olarak inanmışlardı. (deforme bir hali olmakla birlikte)
Yenilgileri ile kapitalizmin zaferini
belki de yenilmezliğini gördüler. Bu nedenle “piyasa sosyalizmi” ne
desteklediler ve devrimci fırsatları inkar ettiler. Bu hayal kırıklığına
uğrayan Ultra Stalinistler, gözden kayboluyor ya da “modernleştirilmiş” sosyal
demokraside birleşiyorlar. Stalinizmin çöküşü, sınıf mücadelesinin alt
seviyelerde olduğu bir döneme gelmiş, sosyalizmin “hatalı bir fikir” olduğunun
ilan edilmesini sağlamıştır. Bu Stalinizme yüzünü dönüş insanlarda toplumsal
değişiklikleri için devleti bir mekanizme olarak Sosyal Demokrasiyi görme
yönünde büyük etkiler yarattı. Bu aynı zamanda Troçkist hareketlerin bir çoğunu
yoldan çıkardı. Bütün bunlar bütün bir sola yayılan yenilgi hissine bağlandı.
1.15
Son birkaç yıl içerisinde yenilgilerin sayısının
arttığını gördük. Gereğinden fazla bir şekilde güvenli devlet ve yarı devlet
sektörlerinde ticari şirketlerin erozyonu,
beklentilerdeki gibi toplum mühendisliği şemalarındaki derecelerin düşüşü,
iyi bir şey olarak değerlendirildi ve değerlendirilmekte. Ancak bu bizi
yenilgilere götürmedi. Devrimci fırsatların meydana gelebilme şanslarının
ortaya çıkabileceğini biliyoruz. Bu yakın bir gelecekte olmayacak ancak
kapitalizmin doğası gereği bu olasılıkların ortaya çıkışı bazı aşamalarda
kaçınılmazdır. Birliklerde ve mücadelenin bütün alanlarında emekçiler
kendilerini taban olarak görmedikçe yenilgilerin sayısı başarıların sayısından
fazla olacaktır. Şu an sadece birkaç kişinin bunu yapabilecek güveni var. Bütün
dünyada egemen sınıf, emekçi sınıfa karşı saldırı halindedir. Kontrolü ve
maaşların düşüklüğü artırmak istemekteler. Bu part-time çalışmayı, işten
atılmayı, gelirlerden vergi kesilmesini, refahın azaltılmasını kasti değilmiş
gibi göstermektedir. Yakın zamanda, düşük beklentileri olan, patronların
kurallarını göre çalışmayı ya da hiç çalışmayan işçilerden oluşan bir dünya
kurmayı bir dünya kurmak istiyorlar. Ekonomideki kısmi iyileşmeler, emekçi
sınıfların bazı kısımlarına daha fazlasını istemek için güven kazandırmış ancak
bu genel bir hareket olmaktan uzaktır. Bu güveni sağlamak için hiçbir fırsatı
kaçırmamalı ancak aynı zamanda güncel temellerden uzaklaşan arzularımızın
gerçek durumların yerine geçmemesine dikkat etmeliyiz. Geçmişin bir çok kazanımı,
-ticari birlik örgütlerinden toplumsal harcamalara kadar- iş güvenliğinden işçi
haklarına kadar bugün saldırıya uğramaktadır. Piyasa güçleri egemen etkendir.
Bunun nasıl değişebileceğini ve hangi koşullarda sınıf mücadelesinde bir
yükselişin yakalanabileceğini düşünmemiz gerekiyor.
1.16
Geleceği kesin şekilde öngöremeyiz ancak geçmişe ait
birkaç dersten öğreneceklerimiz yok değil.
Yukarıdakileri
anlamakla birlikte, direnişi sürdüren ve yayılmasını sağlayan, emekçileri
haklarını koruma pozisyonundan hak isteyen pozisyona getiren temel gerekleri
oluşturan dinamikleri de anlamalıyız. Sadece yeni bir topluma dair perspektif,
otoriterliğin ve pazar ekonomisinin
mantığına karşı mücadele edebilmemizi sağlayacaktır.
Günümüzün
modern kapitalist dünyasında reformlara ve büyük ekonomik tavizlere günümüzün
dünyasında yer yok. Durgunluklar ve krizler 20 yıl öncesine göre egemen sınıfa
manevra için fazla alan bırakmamaktadır. Net olarak büyük endüstriyel ülkeleri
üç kutba bölmekteler. (temel olarak AB, NAFTA ve Japon/Avustralya ekseninde)
Bunlar arasındaki ticaret rekabeti artacaktır. Geçmişte olduğu gibi ticari
savaşlar, ticari blokların pazar ve kaynaklar için yaptıkları askeri savaşlara
dönüşebilir. Uluslar arası düzeyde, kapitalizmin mantığına karşı isyan
hareketlerinin en genişleri gerici şekillerde (dini fundamentalizm)
açığa çıktı ve büyüdü. Bütün bunlar bizi, insanlığın uzun erimli seçiminin
anarşizm ve barbarlık arasındaki olacağını söylemeye iter.
1.17
Meddücezir’in bir dahaki dönüşünün kesin olarak hangi
koşullarda olacağını bilmiyoruz. Emekçiler tekrar harekete geçmeye başladıklarında,
açığa çıkacak fazlasıyla biriktirilmiş öfke olacak.
2.1.
Yaşadığımız zamanların bir değerlendirmesi ve İşçi Dayanışma Hareketi (WSM)’nin tavrına göz attık. Gurur duyduğumuz bir çok şey yaptık ancak aynı zamanda oluşumumuzun
ilk birkaç yılında büyük hatalar da yaptık. Bunları şu şekilde
tanımlayabiliriz. Bir çok ciddi hatalar ile birlikte var oluşumuzu koruduk ve
politikalarımızı daha derin ve net olarak anlamak gibi bir kazancımız oldu.
Hatalar yapmakta, onlardan dersler çıkardığımız ve gelecekte onlara karşı daha
hazır olduğumuz sürece yanlış olan bir şey yok.
2.2.
Stalinizmin çöküşü ve bunun sonucu olarak anarşizme olan ilginin artışı bizi
cesaretlendirdi. Bunu söyledikten sonra, bugün İrlanda’daki durumumuzu
tanımlamak ve bugün itibarı ile yapmak istediğimiz şeyi inşa etmemizin
zorluğunu kabul etmemiz gerekiyor. İşçi Dayanışma Hareketi (WSM)’yi, liberter
sosyalist politikalarını yitirmeden ayakta tutmayı becerebiliriz. Aktivitemizin
düzeyi, sahip olduğumuz kitlesellik ile uyumlu olmak durumunda ve
fikirlerimizin tartışılmasını, geleneğimizin korunmasını sağlamalıyız.
2.3.
1984-1987 döneminde İşçi Dayanışma Hareketi (WSM)’ye katılan herkesin taktisel
anlamda ve kıymetleri açısından net bir anarşizm anlayışı olduğunu
düşünüyorduk. Anarşist eğitimin hakkını veremedik ve strateji ve taktiklere
yönelik tartışmaları yürütebilecek düzeye sahip olan insanların yoğunlaşmasını
sağlayamadık. Kolektif toplantıları yol göstericiliğe sahip olmalı ve belli bir
başlık üzerine olmalıydı. Hiçbir zaman çok fazla öğrenemiyoruz ve fikirlerin
dolaşımına dair çalışmamız oldukça önemli. Bu kolektiflere, üye olmayan
kişilerin ne kadar toplanmak istediklerine karar verme hakkı sağladı.
2.4.
Anarşizm etrafında toplanmış emekçiler ve emekçi insanlardan oluşan bir
örgütlülük inşa etmeye çalışıyoruz. Bunu yaparken, şimdi ne yaptığımızın ve anarşist
amaçlarımızı başarıp, başaramamamızın arasındaki esas bağlantıyı anlamamız
gerekmektedir. Bulunduğumuz sınıfın mücadelesi ve gün ve gün değişen ihtiyaçlar
üzerine temellenerek gelişebilecek olan fikirlerimizin, zihinlerimizde net
olması zorunludur. Bu çerçevede, özellikle önümüzdeki dönem can alıcıdır. Bu
bize geçmişten öğrendiğimizi ve soldaki diğer örgütlerden ayıran kimliğin
oluşmasını sağlayacaktır.
2.5.
Bir düşüş dönemi olarak tanımlanabilecek olan, İşçi Dayanışma Hareketi (WSM)’nin çehresini oluşturan bu ilk periyot daha da kötüleşti ve
bazı insanlar kendilerini daha daha fazlasını yapmak
zorunda hissettiler. Kendimizi “burada, orada ve her yerde” olması gereken ufak
sayıda insanlar olarak hissetmemeliyiz. Bizler, geniş kitleleri korumak üzere
gelmiş misyonerler değiliz. Emekçileri mücadele eden insanlar olarak
tanımaktansa, onların devrimci fikirlere mücadelenin içinde açık
olabileceklerini düşünüyor ve asla özet olarak onları kendi “din”imize
çevirmeye çalışmıyoruz.
2.6.
Sonraki dönemde örgüt, eğer ayakta kalabilirse büyük başarılar için bireylere
güvenmek durumundadır. Bu güzel bir şey değil ancak gerçektir. Bir kişiyi baş
etmesi için bir sonraki aşamaya atamaktan kurtulmak zorundayız. Bunu aklımızda
tutmalı ve buna –bütün bir örgütü kendileri ile birlikte hızlıca uzaklaşarak
terk etme alışkanlığına- karşı kendimizi
vaat edildiği şekilde savunmalıyız. Özgürlükçüler olarak, bireylere ve örgüte
karşı kendini feda etme ve mümin tavrını, potansiyel tehlike olarak görürüz.
Hiçbir üyeden, yapabileceğini hissettiğinden daha fazlası gibi bir talebimiz
olmaz. İşçi Dayanışma Hareketi (WSM), üyelerinin bütün yaşamı (baştan sona)
olmamalıdır. Ayaklarını yere basmaya çalışan bunun gibi fikirler, örgüt ile
birlikte otoriterliğin tarifi olabilirdi.
2.7.
Günümüzde, biz temel olarak liberter sosyalist/anarşist fikirler için
propaganda örgütüyüz. İlkelerimizin, İşçi Dayanışma Hareketi (WSM)’nin gün ve gün sınıfımız ile ilişkisinin gelişmesi ile
değişebilmesi mümkün olsa da bunun yavaş işleyen bir süreç olacağını görüyoruz.
Ayrıca ilerideki dönemlerin örgüt için zor olacağını düşünüyoruz ve dönemin
genel olarak buna neden olacağını düşünmüyoruz. Sayısal olarak ve etkisel
olarak gelişeceğimizi umut ederken bu geri çekilmenin diğer tarafından sadece
küçük bir genişleme yaşayabiliriz.
2.8.
Geçmişte yaşananlardan ne kadar ders çıkardığımızın gerçek imtihanı, İşçi
Dayanışma Hareketi (WSM)’nin “bütün dayanaklarından farklı” iddialarını pratiğe dökme boyutu
olacaktır. Politikalarımız farklı, metotlarımız farklı.
2.9.
i) Son 15 yılda, solun ve sol politikaların taslağı oldukça değişti. Başka bir
yerde, bu yeniden düzenlemenin bir takım kuvvetler tarafından
şekillendirildiğini tahlil ettik a) Stalinizmin yıkılışı b) sağ kanat güçler
sürdürülen saldırılar ve 70’lerin sonunda ciddi şekilde başlayan, pazarın
ihtiyaçlarına göre belirlenmiş politikalar, ve c) 80’ler ve 90’larda ülkelerin
çoğunda güç kazanmış bir hareket olarak sosyal demokrasinin toplumsal desteği
yitirmesi
ii) Bütün bunların birleşmiş etkisi, solun hacminde, bir
hareket olarak güven bunalımına düştüğü gibi keskin bir düşüşe de sebep oldu.
“Sol” şimdi 70’lerin sonunda ve 80’lerdeki –hem genişlik olarak hem de yetenek
ve güven olarak - varoluşundan oldukça farklı .
iii) Bizim örgütümüz gibi örgütler –ve SP ve SWP – geçmişte
önemsendiler, ancak yeni yeni kendimizi var olan bir
boşluğu doldururken buluyoruz. Bu durum bir süredir belli, geçmişte mücadele
verilen kampanyaların – su ücretleri ve kürtaj hakkı mücadelesi - bir çoğunda
net olarak görülebilir durumda idi.
iv)
Başka bir yerde söz edildiği üzere bu durumda boyutumuzdan ve kaynaklarımızın
yetersizliğinden kaynaklı olarak -bizim yapabileceklerimizin bir sınırı
var. Üstelik, asgari
noktalarımızdan, temel yaklaşımımız hala
emekçi sınıfın militanlığı ve örgütlülüğü – bazı belirtilerine rağmen çok zayıf
olan - üzerine kurulu.
v)
Şu anda solun ucundaki temel örgütlenmeler, biz, SP ve SWP. Bizler, henüz sayısal olarak azken diğer iki
esas politik evreden büyük bir dar boğaz ile ayrıldık. Çalışmanın bir sonraki
aşamasında, kampanyalar ile ve yaptığımız her şey ile bu farklılıkların
netleşmesi için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız. Troçkizme muhalefetimiz,
(tespitlerinin ve çözümlerinin evresi üzerine kurulmuş olan) ilkesel itirazımız
olarak SWP’nin ve SP’nin
seçmenci stratejisini gündemimizde bulundurmalıyız.
vi) Bu sekterliğin ya da pratikte bu örgütler ile
çalışılmamasının tarifi olmamalıdır. Aksine, anarşizm ve Leninizm arasındaki
ortaya çıkan gerçek farklardır ve gelecekte –teorinin sorunu olmaktansa gün ve
gün gerçek sorunlara dönüşecek kadar uzak olan - önemli olmaya
başlayacaktır - geçmişte sıklıkla
yaşandığı gibi-
vii) Bu, onlar için olduğu kadar bizim için de bir
sınavdır. Ancak farklılıklarımızı ve seçimlerimizin keskinliğini vurgularken
pratiklerimizde olduğu gibi yayınlarımızda ve bildirilerimizde de kendi
özgürlükçü karakterimizi oluşturmalıyız. Farklılıklarımızın basitçe
tanımlandığı yayınlar – örneğin D·il’in etrafında dolanan – bir şeydir ancak
diğer yayınlarda da farklılıklarımızı açmalıyız – örnek olarak, ırkçılık
karşıtı güncel kampanyalar çelişkiyi zaten açığa çıkarıyor. Pratikte, İşçi
Dayanışma Hareketi (WSM) ile birlikte bizim özgürlükçü politikalarımızın bir
sonraki aşamaya kadar keskinleşmeye ihtiyacı var. Eğer bunu yapmayı
becerebilirsek hem kısa hem de uzun vadede daha fazlasını elde edebiliriz.
2.10.
Günümüzde küçük ve sınıfın her hangi bir parçasında temelimizin olmadığını
sürekli kendimiz hatırlatmak zorundayız. Daha sonra ticari birlik
militanlarının ve diğer aktivistlerin ufak tabaklarında genişleyecek olan
anarşist fikirler için saygı kazabilir ve
açıklama yeteneğine sahip olmak zorunda olduğumuzu doğru dürüst doğru
dürüst açıklayabiliriz. Fikirlerimizi izleyen insanlar olduğunu kanıtlamıştık.
Kampanyalarda ve mücadelelerde yaptığımız işler sağlamlaşmamızı sağladı.
Üzerinde ilerleyebileceğimiz ve anarşizm için daha fazla destek
sağlayabileceğimiz temeller oluşturduk.
2.11.
Daha fazla üyeye sahip olmak istemiyoruz. – ancak bu kendi içinde bir son
değil. Yeni üyeler net bir anarşizm anlayışına ve İşçi Dayanışma Hareketi
(WSM)’nin stratejisi ve genel yaklaşımlarını kazanmak
durumunda. Asgari kabullerin üzerindeki temellere uygun olarak üye kazanmaya ve
daha sonra insanların politik
bilinçlerini yükseltmeye çalışmaya kitlesel olmayışımızdan dolayı gücümüz
yetmemekte. Bu aşamada bizler sadece İşçi Dayanışma Hareketi (WSM)’nin hangi temeller üzerine oturduğu konusunda oldukça net
olan, geleneğin yükseldiği ve aldığı yol olarak başarılı toplumsal değişimi
gören insanları üyeliğe kabul edebiliyoruz
2.12
Fikirlerimize başvurduğumuzda, farklı ve daha reformist ya da sağ kanat
fikirler olarak diğer kuvvetlerin yanında çalışmak zorunda kalacağımızı
biliyoruz. Bazıları açıkca anarşizme düşman
olacaktır. Özel sorunlar çevresinde birleşik cephelerin şekillendirilmesiyle
fikirlerimiz ile ilgilenebilecek insanları bulabiliriz. Güncel düzeyde
fikirlerimizi benimsemeyen insanları eyleme alıştırabilme yeteneği ile politikada birleştirme
yeteneğine sahip olmak durumundayız. Politikalarımızdan emin olmalı ve iyi
militanlar olarak gözükmeliyiz.
Toplumu
değiştirme faaliyetinin kitlelerin düşüncelerine, kitlesel katılıma, kitlesel
politikalara bağlı olduğunu düşünüyoruz. Bunu desteklemek için elimizden
geleni, böyle gelişmeler için yapıcı bir şekilde aktararak ve her zaman temsili
politikaların yerine katılımcılığın kıymetini vurgulayarak yapacağız. Burada,
sadece kitlesel hareketlerin kontrolünü almalarını ve toplumsal ilişkilerinin
değişmesinin yerine her birine kuralları değiştirmelerini sağlayan bu
politikalar ile ilişkisi içinde insanlar
gerçek yeteneklerini görebilir ve böylelikle edilgenliklerini ve seçkinlere
müsaade etmelerine sebep olan bağımlılıklarını ortadan kaldırabilir.
2.13.
Diğer anarşist-komünist örgütler ile somut ilişkilere ihtiyaç olduğunu
biliyoruz ve platformist geleneğin içerisindeki diğer örgütlerden var olanlar
ile temaslarımızdan yararlanmaya çalışıyoruz. Ayrıca yurtdışındaki bazıları ile
aramızda ciddi farklar olan diğer sınıf mücadelesini savunan anarşist grupları
da takip etmeliyiz ve ayrıca bazı şeyleri paylaşmalıyız.
Sendikalizmin,
şu an anarşizm içindeki en geniş örgütlülüğe sahip olduğunun farkındayız. Onun, geniş emekçi sınıf hareketindeki
otoriter fikirlere sistematik, politik bir muhalefet geliştirmedeki eksikliği
ve ikili iktidar durumlarında bütün bir iktidarı alması için emekçi sınıfa
ihtiyacı şeklindeki hatalarını en büyük eksiklikleri olarak görüyoruz. Ve bu
çok ciddi bir zayıflık – İspanya devrimi yenilgisi hareketimizin karşılaştığı
en acı yenilgidir. Bununla birlikte, bu bizi sendikalizmin olumlu açılarına
karşı körleştirmemelidir. Bizim sınıfımızın ihtiyaçları ve mücadelesi üzerine
temellenmiştir ve aktivistler, daha az aktif olanlar; yol gösterenler, takip
edenler şeklindeki bölünmeyi yok etmek için belli bir yöntemi örgütler.
Onun,
kesinlikle kapitalizmi yıkmak için yetersiz olduğunu düşünüyoruz. Bununla
birlikte kendimizi onunla ile birlikte aynı hareketin parçası olarak
görüyoruz. Başka bir yerde İşçi
Dayanışma Hareketi (WSM), sendikalistler ile anlaşmazlıkların ana hatlarını
çizmişti. Bunlar onun taktiği ve stratejisi ile ilgilidir. Toplumsal yapıda
olduğu gibi, örgütlü işçi sınıfı içindeki konumunu, onun doğrudan eylemin
savunucusu olmasını oluşturmak ister ki biz de aynı fikirdeyiz. Ona göre,
bizler SAC ve CGT benzeri birlikler ile diyalogumuzu IWA ile bağlantılarımızı
sürdürmek ve uzatmak isteriz.
3.1.
Birkaç yıl önce, kendimiz için koyduğumuz öncelikli amacı gerçekleştirdik.
Küçük bir grup anarşist aktivist hakkında bilgi edindik ve onların saygısını
kazandık. Anarşizm ve tarihi hakkında öğrenerek, mücadele içinde deneyim
kazanarak ve örgütlü bir tavırla bilgimizi pratiğe yansıtarak üyeleri olarak
İşçi Dayanışma Hareketi (WSM)’yi daha temellere oturttuk. Bir sonraki adım,
“sol”u öteye taşımak ve değişik tabakalardaki insanlar ile temas kurmaktır.
Büyük
zorluklar ile karşı karşıya olduğumuz anlamak zorundayız. Stalinist
diktatörlüğün çökmesi ile, çöken sadece stalinizm değildi, günümüz sistemine
bir alternatif – her hangi bir alternatif - oluşturan her fikir için de bir
çöküştü aynı zamanda. “Eski sol” çöküyor. Otoriter “sosyalizmin” düşüşü iyi bir
şey ancak kısa ve orta vadede bize yeni bir sorun sunmakta. Geçmişte sosyal
demokrasi ve Stalinizm en iyi militanlarının anarşizme yönelmesi ile birlikte
geniş hareketlere dönüştü.
Bugün
bir alternatif oluşturacak herhangi bir fikre ilgi duyacak insanlar, bizim gibi
insanlar ile yola koyulacaklardır. Bu bir sorun çünkü, günümüzdeki küçük
sayımızla, verilen herhangi bir
periyotta ne kadarını kazanabileceğimizin bir sınırı mevcut. Anarşizme olan
desteğin artacağından eminiz ancak günümüzde yüzleşmemiz gereken gerçekten de
haberdarız.
3.2.
Yapabildiğimiz kadarını yapmamız gereken anarşizmin desteğinin ve bilgisinin
yayılmasını sağlamaktır. Bunun önemi göz ardı edilemez. Küçük sayımız, şu an bizi
“ajitasyon” örgütü olmaktan alıkoyuyor.
(fazlaca insana, daha geniş olan politikalarımızın bir kısmını taşıyabilmek)
Bununla birlikte sınırlı sayıda insana bazı fikirlerimizi taşıyabiliriz ki bu
aşamadaki temel vazifemiz budur.
***
Emekçi Dayanışması, (Workers Solidarity)
temel amacı “sol” ile hiç bağlantısı olmayan ya da çok az olmuş insanlara
politikalarımızı taşımak olan bir gazete olarak devam edecektir. Böylelikle
anarşizmin, taarruzların ve kampanyaların derin analizinin, dünyadaki anarşist
haberlerin, “anarşizm üzerine düşüncelerin vs. bir organı olmaya devam
edecektir.
***
Emekçi Dayanışması, (Workers Solidarity)
sendika mitinglerinde, politik mitinglerde, protestolarda ve kitapçılarda
satılmaya devam etmelidir. Her üye aynı zamanda kendisinde düzenli olarak
Emekçi Dayanışması’nı alan kişi ile kişisel temasını artırmaya çalışmalıdır. Bu
temaslar aynı zamanda broşürler önerilebilir , kamusal mitingler ve olaylara
çağırılabilir ve anarşizm hakkında araştırma yapması için teşvik edilebilir.
***
Kızıl & Kara Devrim, (Red & Black Revolution) anarşist
komünistlerin ve görüşlerimiz hakkında daha detaylı bilgi edinmek isteyenlerin
ilgisini çekebilecek bir yayın olarak düşünce ve tartışma içerikli dergimizdir.
Görüşlerimizin açıklamasını ve İrlanda ve yurtdışındaki olayların içerdiği gibi
tartışma için bir forum olarak yararı olabilir.
***
Kolektiflerin, (branch) genellikle haftalık olan
buluşmalarında, kolektif toplantılarının üyelerin temel politik aktivitesi
olmaya başlaması durumundan uzak durmayı istiyoruz ki onlar İşçi Dayanışma
Hareketi (WSM)’nin temel örgütleridir, onun
varoluşunun sebebi değildirler.
***
Asgari olarak kolektif toplantılarının yarısı,
ilgilerinin, anarşist politikalarımıza yöneldiği ya da özel bir gündem
ile ilgili olarak ne söyleyeceğimiz olduğu durumlarda sempatizanlara açık
olmalıdır. Bu toplantıların temel amacı, sempatizanları ya da potansiyel
üyeleri yeni bir aşamaya çıkarmaktır.
3.3.
Yeni bir faaliyete girişmeden önce, sayımızı ve yapabileceklerimizi düşünerek
bir değerlendirmeliyiz. Bu, zaman zaman bütünen
desteklediğimiz ve dahil olmaktan memnun olacağımız kampanyalar olacaktır.
Bununla birlikte, var olan sayımızla, örgütlenme ya da bizi zorlayacak olumlu
olan herhangi bir kampanyanın ikisi ile birden ilgilenmeyebiliriz. Var olan ve
ilerleyen her şeye katılmak zorunda değiliz.
Sadece
belli sayıda enerjiye, belli sayıda üyeye, belli miktar zamana sahibiz.
Projelere dahil olduğumuz yerlerde, tüm dikkatimizi ve var olan kaynaklarımızı
verebilmeliyiz.
Kampanya
mitinglerine katılan üyeler temsiliyet, rapor verme ve mitinglere kimin
katıldığı ile yazılı bir kayıt tutma, alınan kararları bildirme, diğer politik
grupların belirttiği politik söylemleri/noktaları bildirme ile sorumludur.
Mümkün olduğunca sıklıkla kampanya mitinglerine iki temsilci göndeririz, birisi
“kalıcı” diğeri ise rotatifdir. Bu herkesin kendisini kampanyanın bir parçası
olarak hissetmesini ve bildirilerimizi dağıtan, ayak işlerini yapan bir
eleman olarak hissetmemesini sağlar. Asgari olarak ayda bir kere yürüyen
bir kampanya, tartışma nerede olursa olsun, tercihen Dublin dışından girişe
izin verilen IB mitingleri göz önüne alınmalı ve yaklaşık 15 günde bir çıkan
yayınlar incelenmelidir.
3.4.
Kolektiflerin örülmesi mümkün hale gelmeye başladıkça, deneyimli elemanların
toplantılara, tavsiye ve eğitime, politik faaliyet pratiklerinde yardımcı
olmaya zaman ayırmaları gerekli olacaktır. Bir kolektifi “batmaya ya da
yüzmeye” bırakmak adaletsiz ve sorumsuzca olacaktır. Bunların hiç birisi
herhangi bir elemanı olmadığı alanlarda insanların İşçi Dayanışma Hareketi
(WSM)’ye katılmalarını imkansızlaştırmaz.
Protestoların
(özellikle üyemizin/üye adayımızın/ temasımızın) bulunduğu yerlerdeki yerel
şartlar hakkında –eğer koşullar uygunsa- kabul edilebilir düzeyde bilgi almalı
ve verilen mücadeleyi onayladığımız durumlarda hazır bulunmalıyız.
3.5.
Pratik olduğu yerlerde, iyi hazırlanmış
ve duyurulmuş toplumsal mitingler örgütlemeliyiz. Bu, geniş afişleme,
sempatizanlar ile temas kurmak ve diğer duyurular ek olarak iyi hazırlanmış
konuşmalar ve mümkün olduğu yerlerde müteakip aktiviteler anlamına gelir.
3.6.
İşyerlerinde patronlar saldırgandır. Maaşlarda düşüş, yönetsel otorite de artış
ve ICTU ve SIPTU’nun liderliği gibi üst düzey bürokratların beğenisini kazanan
sendikal örgütlerin tabanlarının zayıflamasını isterler.
1987’den
bu yana iş yeri sendikacıların büyüklüğü
PNR, PESP, PCW ve şimdi Ortaklık 2000 arasındaki anlaşmalar ile şekillenen
”toplumsal ortaklık”ı desteklemesi ile ilişkidir. Ancak iş yeri
sendikacılarından üçüncüsünün bunu tutarlı bir şekilde reddettiğini
unutmamalıyız. Böyle “ortaklıklara” muhalefet prensiplerinden dolayı bir çoğu
bu şekilde davranmazken, bu, onların
kendisini aştıklarının ve daha agresif bir iş yeri sendikacısına
dönüştüklerinin farkında olduklarının bir işaretidir.
Anarşistler,
mücadele veren işçiler ile, hem işyeri sendikalarının memurları hem de
diğerleri ile daha geniş dayanışma oluşturmak için çalışmalılar. Yerel
komitelerdeki, işyeri konseylerindeki kurumsal yapılara sırtımızı dönerken, aynı zamanda bu gövdelerin işçilerden giderek
uzaklaştığını ve günümüzde dayanışma faaliyeti yürütülmesi yolunda örgütlenme
konusunda yeteneksiz olduklarını anlamalıyız.
“Genel
sol”un işlevli mevki ve etki kontrol üzerine konum belirleme stratejinin
olmamasına muhalefetimiz, taban
demokrasisi ve doğrudan eylem için özellikle İşçi Dayanışma Hareketi (WSM)’nin söylemlerinin duyulması özellikle önemlidir.
Şu
an yüzleştiğimiz görevler:
·
Mücadele içinde olan emekçiler ile dayanışma
eylemlerini had safhaya ulaştırmak
·
“Toplumsal ortaklık” kavramına karşı çıkmak
·
Çokuluslu firmalarda uluslar arası pazar
görevlilerinin oluşturduğu kartele ihtiyaç duymaktadır. Bunun gibi temsiliyet
komiteleri, üst düzey birlik memurlarının yol göstericiliği ile değil,
işyerlerindeki emekçilerin kendileri arasındaki mücadeleyi işyeri temelli
olarak bıraktıkları durumda yol gösterici olabilir.
3.7.
Gençlik kendilerinden daha yaşlı olanlar gibi, moral bozucu deneyimlerin
içinden gelmemiştir, onlar enerji & isteğe sahiptir. Gençliğin olmadı bir
hareket çözülmeye mahkumdur. Gençliği, “genç” seksiyonlarına hapsetmeyi
reddeden, devrimci ve anti-otoriter fikirleri barındıran bir örgüt olarak
bizler, daha genç insanlar arasında karakterimizi inşa etmenin yollarını
aramalıyız.
3.8.
Büyümeyi temel öncelik yapmaya ihtiyacımız var. Bütün sempatizanlar
katıldığımız kampanya mitingleri ya da toplumsal mitingler şeklindeki
gösterilerden önce bizimle temas kurmuş durumda olmalıdır. Sempatizanlar her
kolektif toplantısının gündeminde olmalıdır.
3.9. “Perspektiflerimiz” ve kendimize yüklediğimiz
görevlerin yerine getirilmesi bütün ulusal toplantılardaki tartışmalar için
tasarlanmıştır.
Aralık
98’de güncellenmiştir.
Çevirenin Notu: PNR,
PCW, PESP, SAC, CGT, IWA, ICTU ve SIPTU ile ilgili olarak WSM’nin görüşleri
sendikalar ile ilgili durum değerlendirmesinde bulunmaktadır.